7 Ağustos 2011

BÖĞÜRTLENLİ CHEESECAKE BROWNIE



Böğürtlenli bir şey yapmam lazım! Bu aralar bir şeyler pişirmeye kulağımı tersten göstererek başlıyorum. Yani önce ne pişireceğine karar verir insan sonra da ona göre malzeme alır değil mi. Ya da eldekileri değerlendirmek için bir şey üretir. Ben markette bir şey görüyorum, alıyorum ve sonrasında eve gelip o malzemeyi kullanabileceğim tarif arıyorum. Bu defa başka bir sorun çıkıyor; diyelim ki tarifi buldum ama o tarifte evde olmayan başka bir malzeme daha var. Geçiniz. Yeni bir tane aranıyor. Bir de aldığım malzeme 2 günden fazla saklanmayacak bir şeyse daha da telaş alıyor beni. 10 senelik yemek dergisi arşivimi gözden geçirdiğim zamanlar olmuştur aradığım tarifi bulmak için. Sonrasında yemek yapacak enerjim kalmışsa tabi. Dün aldığım böğürtlenlerle hikayem de böyle başladı. Sulu sulu taze taze tezgahın üzerinde dururlarken hiç düşünmeden aldım bi kutu. Tam da acaba yesem mi ben bunları diye kırmızı başlıklı kızın kurdu modundaydım ki aradığım tarif karşıma çıktı.

Mutfakta çalışırken fark ettim ki kullandığım her alet edevat ve hatta bazen malzemeler bana birilerinin hediyesi. Mutfak tartımı Başak, kelebek kurabiye kalıplarımı İlsu, mikserimi teyzem, pürmüzümü kardeşim..almıştı diye devam edip gidiyor. Servis tabaklarımdan ise benim satın aldığım yok gibi. Hediye konusunda bir kaşık ya da kepçeye tav olacak bir insanım anlayacağınız. Bir de kitaplarım var tabi. Onların da çoğu hediye. Bu aralar rahmetli Arman Kırım’ın Hürriyet’teki yazılarından derlediği seriyi okuyorum. Benim için tekrar oluyor ama güzel bir kaynak olmuş bence. Sorun şu ki yatağa girince eline kitabı alan ben yutkuna yutkuna, midemdeki guruldamalar, ağzımın suyu aka aka uykuya dalıyorum. Gündüz okuyayım dedim bu defa da kendimi mutfakta buldum. Daha henüz doğru zamanlamayı tespit edemesem de yemekten sonra en ideali olacak düşüncesindeyim. Aşağıdaki tarifi de Banu’nun hediyesi “Hummingbird Bakery Cookbook” kitabımdan buldum. Bu kitaba da uzunca süredir sayfalarını karıştırıp açılışı ne ile yapsam diye bakınıyordum ki alıp da ne yapacağıma karar veremediğim böğürtlenler buna vesile oldu. Tarifin orijinali ahududu yani rasberry ama ben onu böğürtlene adapte ediverdim hemen. Bir de elimde ne yapacağım bilmeden tipini beğendiğim için aldığım bir paket pirinç noodle var, güzel bir Asya salatası tarifi arayışı için enerji toplamam lazım

-200 gr. bitter çikolata (kuvertür olursa iyi olur
-200 gr. tereyağ
-250 gr. toz şeker
-3 yumurta
-110 gr. un


Tereyağı ve tozşekeri rengi beyazlaşıncaya kadar mikser ile çırpın.
İçine 3 adet yumurtayı ekleyin ve çırpmaya devam edin.
Unu ekleyin, çırpın.

Bu arada derin bir tencerede su kaynatın. Ağzına tabanı suya değmeyecek şekilde ısıya dayanıklı bir kap/kase/tencere oturtun. Çikolataları bıçak yardımıyla küçültün ve kabın içine koyun. Kaynayan suyun buharı ile benmari üsulu eritin çikolatanızı. Ve en sonunda erişimiş çikolatayı karışıma ekleyin.
26-27 cm çapında yağlanmış veya yağlı kağıt yayılmış bir tepsiye dökün. Browni kısmı bitti gelelim cheesecake kısmına.


• 400 gr. krem beyaz peynir
• 150 gr. toz şeker
• 2 yumurta
• ½ kaşık vanilya


Peynirleri, şeker ve vanilya ile iyice çırpın. Yumurtaları da tek tek ekleyerek çırpın. Sonra pürüzsüz bir karışım elde edince bunu browni hamurunun üzerine dökün ve 40 dakika kadar önceden ısıtılımış 170 derece fırında pişirin.
İyice soğuduktan sonra 1 paket kremayı, 80 gr tozşeker ve 1 avuç böğürtlen ile koyulaşıncaya kadar çırpın. Bu kremayı soğuyan pastanın üzerine yayıp, üzerini kalan böğürtlenlerle süsleyin. Sonra da yiyin.

Üff noktası: Krem peynir için ben Pınar Beyaz kullanıyorum ancak oda sıcaklığında olmasına dikkat edin, dolaptan alıp kullanırsanız karışım pütürlü kalıyor. Hem browni hem de cheesecake tatlı olduğundan böğürtlen, ahududu/frambuaz gibi bu tatlıyı ekşi meyvelerle yapmanız iyi olur.





Hiç yorum yok: