15 Ekim 2007

İFTAR VAKTİ (İftar meüsü)


Her Ramazan ayı geldiğinde hep aynı şey konuşulmaya başlanır, hep aynı şeyler dinlenir: Neymiş erefndim neredeymiş o eski Ramazanlar. Karagözler, hacivatlar, macuncular, şerbetçiler, telaşla kurulan ve kalabalıkçana yenilen zengiiin iftar yemekleri, Ramazan davulcuları ve manileri, iftar sonrasında yapılan masallı, şarkılı, türkülü sohbet muabbetler..ve daha bi dolusu..

Bir de üzülüyo bu hikayeleri anlatanlar nerdee o eski ramazanlar diye..
Bence şanslılar, en azından bi o kadar uzak değiliz bu anılara. Düşündüm de mesela ben torunlarıma ne anlatırdım Ramazan hakkında. Tabii bunun için kısa bir süre de olsa benim torun torba sahibi olma mertebesine erişmem için bir araya gelecek ihtimaller topluluğunun gerçekleştiğini farzediyoruz. Ha tabi bir de hala Ramazan ayından bahsedildiğini..

Ne diycem ben şimdi? “Yavrucuğum bizim zamanımızda Ramazan ayının bünyemize nufüz ettirmeye çalıştığı maneviyatın ötesinde biz nedense kıtlıktan çıkmış insan taklidi yapardık. Hipper, süpper ya da düpper farketmez marketlere ve alışveriş merkezlerine girmeye çalışırdık aç kalmamak için. Girmeyi başaranlar için çıkmak apayrı bir beceri gerektiridi. Bütün rafları sepetlere indiriridik heyecanla. Kendimizi market koridorlarındaki “sepet şov” dan alıkoyamazdık yavrum. Aslında bu ayın amacının nefsi terbiye etmek, açın, fakirin halinden anlamak olduğuna dair söylentiler dolaşırdı o zamanlar ama bizim nefsimiz terbiye edilmek bi yana kötü yola düştüğü için pek takmazdık söylenenleri” mi diycem?

Acaba “Kuzularım, bizim zamanızda İstanbul herkesin aynı anda sofraya oturmasına imkan tanıyacak kadar insaflı bir şehir değildi. Bir de oruç tutulurdu o zamanlar ama oruç tutmayanlar da oruç tutmaca oynadıkları için her türlü iftar yemeğine yetişenlerden dolayı trafik alt üst olurdu, evlerimize gidemezdik” de diycek miyim?

Ne mutlu ki “bütün karmaşaya rağmen 30 günlüğüne de olsa ekmeğin tahtını ele geçirmiş olan sıcak pidenin, her daim raflarda olmasına itirazım olmayan humanın, yine sadece ramazanda yüzünü görmekten dolayı üzüldüğümüz bol sütlü, bol cevizli güllacın eşlik ettiği iftar sofralarının ve iftardan sonra içilen demli çayların tadı her sene hatırlanırdı” da diycem ama.

Bunların yerine iftar yemeklerinden bahsetmek işime geleceğinden şu sanal dünyaya torun torbanın günün birinde olur da iftar sofralarında kullanmak üzere referans almak isteyeceği bir kaç tarif bırkakmak isterim.

“Haftasonu iftara misafir var ne pişirsem?” diye başlayan sorgu sual, elimdeki Sofra dergisi demetinden bir menü oluşturulmasıyla devam etti ve yorucu bir mutfak günü damaklarda yaşanan lezzetli anlar ve ağızdan doğaçlama çıkan zevk sesleriyle herkes açısından mutlu sonla bitti. İşte sonuçlar, afiyet şeker olsun!

(Önemli not: İftar daveti 12 kişilik olduğu için malzemeler gözünüze çok gelebilir, kişi sayınıza göre siz ayarlayabilirsiniz.)

ÇEŞMİNİGAR ÇORBASI (NAM-I DİĞER MERCİMEK ÇORBASI)



Aslında bunun bildiğimiz mercimek çorbasından çok farkı yok. Sadece un kavurduğumuz ve terbiye yaptığımız için biraz daha lezzetli oluyor.

Ne lazım?
2 su bardağı kırmızı mercimek
8-9 su bardağı su veya et suyu
1 su bardağı süt
2 yumurta sarısı
¼ limonun suyu
3 adet soğan
3 yemek kaşığı margarin
2 çorba kaşığı dolusu un
Tuz

Üzeri için; 2 yemek kaşığı margarin, kırmızı biber ve kruton

Arife tarif
-Soğanları soyun ve rondoda kıyın (rondonuz yoksa elinize kuvvet!)
-Mercimekleri yıkayıp, süzün.
-Tencereye 3 yemek kaşığı margarini alarak eritin ve kıydığınız soğanları kavurmaya başlayın.
-Soğanlar pembeleşeye başlayınca unu ekleyin ve kavurmaya devam edin. Un ve soğanlar helva kıvamında oldukça koyu bir hal alabilirler, hızlı hızlı karıştırmaya devam edin.
-Unun rengi sararmaya başlayınca yavaşça su ya da et suyunu, ardından mercimekleri ekleyin.Eklediğiniz suyun ılık olması fazla topkalanma olmaması ve çabuk kaynaması açısından iyi olur. Kaynadıktan sonra altını kısıp mercimekler iyice yumuşayana dek pişirin.
-Mercimekler iyice piştikten sonra bir blender yardımıyla ya da süzgeçten geçirerek çorbayı pütür kalmayacak homojen bir karışım haline getirin ve tencereyi tekrar ateşe alın.
-Sütü çorbaya ekleyin.
-Yumurta sarılarını ve limon suyunu ayrı bir kasenin içinde iyice çırpın. Tencereden bir kaç kepçe çorba alarak kasenin içine ilave edin. Daha sonra bu karışımı yavaşça akıtarak ve karıştırarak çorbaya ilave edin ve tuzunu katarak, altını kapatın.

Üff noktası:
Mercimekler hazır paketlerde artık nispeten taşsız oluyorlar ancak siz yine de taş ihtimaline karşın şöyle bir göz atın ki çorbadan çıkarsa misafirler kafanıza fırlatmasın:)

Hatasız kul olmaz!
Aman dikkat! Yumurta ve limon karışımını (çorbanın terbiyesi )önce tencereden aldığınız çorba ile ılıklaştırmazsanız bu karşımı çorbaya döktüğünüzde yumurtalar pişer ve çorba içinde kötü bir görüntü oluşturur.

Süs yapalım: Üzerini süslemek için küçük bir kapta margarini eriterek yağı kızdırın. Kırmızı biberi ekleyip biberli yağı çorbanın üzerine gezdirin ve kruton ekleyerek servis yapın. Krutonlar artık hipermarketlerde sarmısaklı ve acılı olarak hazır paketlerde satılıyor. Eğer temin edemezseniz kızarmış ekmekleri küp şeklinde keserek de kruton elde edebilirsiniz.

PEYNİR TOPLARI
Bu tarifi iftar sofrasında sıcacık pide ile yenesi peynirler elde etmek için yaptım ancak siz yaratıcılığınızı kullanarak (daha küçük toplar ya da farklı malzemeler ile) küçük ev partilerinizde ya da içkinin yanında aperatif olarak kullanabilirsiniz.



Ne lazım?
250 gr. sert ezine peyniri ( ya da başka bir çeşit sert beyaz peynir)
½ paket krem peynir

Üzeri için: Çeşitli yeşillikler (mor kıvırcık, endiv, nane, dereotu, soya filizi, taze soğan) haşhaş, kırmızı pul biber, ceviz..vb.


Arife tarif
Beyaz peyniri bir tabağa alıp çatalla iyice ezin.
İçine krem peyniri karıştırın.
Bu karışımı elinizle yuvarlayarak ceviz büyüklüğünde toplar yapın.
Yaptığınız topların üzerini hazırladığınız malzemelerle kaplayarak birer kürdan ile süsleyip servis yapın.

KABAKLI BÖREK
Bu tarif yufkaları dizmek ya da kat kat katlamak gibi zahmetli sayılabilecek haraketlere gerek kalmadan “börek” sıfatını son raddesine kadar hakediyor. Hem hazırlaması çok kısa zaman alıyor hem de inanılmaz hafif oluyor. İftarda aç olan midelere zaten “hücuuum” edildiği için bu tarz hafif ve lezzetli bir teklife kimse hayır diyemiyor. Ramazan konsepti ile kullanmak istemeyenlere 1 bardak ayran ya da 1 fincan çayla denemelerini öneririm.


Ne lazım
2 adet yufka
2 adet orta boy kabak
2 yumurta
2 su bardağı süt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı kaşar/beyaz peynir
½ demet ince kıyılmış dereotu
Tuz (yufkalar tuzlu olduğu için ben kullanmıyorum ama damak tadınıza göre çok az ekleyebilirsiniz.)

Üzeri için: Susam

Arife tarif
-Yumurta, süt, sıvı yağ, peynir ve dereotunu derince bir kapta karıştırın.
-Kabakları rendeleyin ve bu karışımın içine katın.
-Ayrı bir yerde yufkaları elinizle ya da bıçakla lime lime doğrayın, parçalayın yani parça pinçik edin:)
-Parçaladığınız yufkaları kabaklı karışımın içine ekleyin ve bu karışımı teflon bir fırın tepsisine dökün.
-Üzerine susam serpip, 160C fırında 50-55 dakika üzeri kızarana dek pişirin.

ISPANAK SOSLU BONFİLE



Ne lazım?
8 adet bonfile
(bonfileleri pişirirken kullanmak için dilerseniz; 1 adet soğan, 1-2 diş sarmısak, defne yaprağı ve tane karabiber)
400-500 gr. ıspanak (yaprakları)
400 gr. mantar
1 paket krema (süt kutularındaki çiğ krema)
1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
1-2 diş sarmısak

Üzeri için: parmesan peyniri

Arife tarif
-Bonfileleri teflon ve yağsız bir tavada harlı ateşte arkalı önlü kızartın.
-Daha sonra ateşi kısın ve tavanın içine 1 adet soyulmuş soğan, 1-2 diş soyulmuş sarmısak, defne yaprağı, tane karabiber ve bir miktar su ekleyerek kapağını kapatın. Böylece pişmeye bırakın.Yaklaşık 1,5 – 2 saat sürer. Bonfilelerin iyice pişmesi gerekir.
-Mantarları çiğ almışsanız küçük bir tencerede 1 limonun suyunu sıktığınız suda bir taşım kaynatın ve 5-6 dakika kadar yumuşamalarını sağlayın. Böylece hem dezenfekte olmuş hem de limonlu sudan dolayı renklerinin beyaz kalmalarını sağlamış olacaksınız. Daha sonra mantarları süzüp, doğrayın.
-Ispanakları doğrayın ve bir tencereye mantar, sarmısak ve ıspanak yapraklarını koyup suyunu çekene kadar pişmeye bırakın.
-Ispanaklar iyice yumuşayıp pişince bu karışımı bir rondoya alarak püre haline getirin ve tekrar tencereye alın.
-Ocağın altını açıp, karışıma 1 paket kremayı ekleyin ve 1-2 dakika daha pişirin.
-İndirmeye yakın peyniri ilave edin ve ateşten alın.
-Bonfileler piştikten sonra üzerine bu sostan koyarak servis yapın.

Süs yapalım
Süslemek için üzerine parmesan serpebilirsiniz.

Üff noktası:
Mantarları kaynatmaya üşenirseniz konserve mantar kullanabilirsiniz.
Eğer rondonuz yoksa o zaman tencereye koymadan önce ıspanak ve mantarları çok incecik kıyarak da kullanabilirsiniz.

SEBZELİ PATATES PÜRESİ
Bu püreyi tavuk, diğer et yemeklerinin hatta balığın yanında her zaman kullanabilirsiniz.



Ne lazım?
5-6 adet patates
2 çorba kaşığı tereyağ
1 su bardağı mısır
2 adet soyulup rendelenmiş havuç
1 su bardağı bezelye
1 paket krema (süt kutularındaki çiğ krema)
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Tuz, karabiber

Arife tarif
-Patatesleri iyice haşlayın, püre yapacağımız için iyice yumuşamalarında fayda var. (patatesin nasıl haşlanağını bilmeyenler derhal bu blogu okumayı bırakarak mutfaktan uzaklaşsınlar:-p)
-Patatesleri soyup, bir çatal yardımıyla ezerek püre haline getirin. Bunu kolay yapabilmek için patatesleri soğutmamaya çalışın.
-Bir tencereye tereyağını koyun ve eritin. İçine havuç, mısır ve bezelyeyi katıp 3-4 dakika yağda çevirin.
-Patates püresini tencereye ekleyin, karıştırın. Tuz ve karabiberi ekleyin.
-Son olarak krema ve kaşar peynirini ekleyerek karıştırıp, tencerenin altını kapatın. Bonfilenin yanında servis yapın.


GÜLLAÇ

İşte iftar sofrasının en hafif ve yapması en basit tatlısı!
Bence sadece Ramazan ayında popüler olması çok büyük haksızlık. Hem ona hem bana(( Kesinlikle daha fazlasını hak ediyor!

Ne lazım?
2 kg. süt
1 paket güllaç (8 yaprak)
3 su bardağı toz şeker
2 bardak kıyılımış ceviz
Üzeri için: nar
-Sütü bir tencereye alın ve ocağın altını yakın.
-İçine şekeri ilave edin. Süt ısınmaya başladıkça karıştırarak şekerin erimesini sağlayın.Sütün çok kaynayıp el yakar kıvama gelmesine gerek yok, şekerin eriyeceği sıcaklık yeterli olacaktır.
-Güllaç yaprağının birini alıp servis tepsinin tabanına bütün ya da sığmıyorsa ikiye üçe kırarak koyun. -Bir kepçe yardımıyla tencereden aldığınız 1 kepçe sütle bu yaprağı ıslatın ve yumuşatın. 3 yaprak için de kat kat sütle ıslatıp döşeyerek, aynı işlemi uygulayın.
-Yarısına gelince (5. yaprağa geçmeden) üzerine cevizi yayın.
-Kalan 4 yaprak için de önce yaprak sonra sütle ıslatarak kat kat döşemeye devam edin.Tencerede süt kalırsa onu da en üste ekleyin. Buzdolabında 2-3 saat soğutup servis yapın.

Süs yapalım
Üzerini nar ya da toz şam fıstığı ile süsleyebilirsiniz.

Üff noktası
Güllaç zamanla sütü çekecektir. Zaten kuru olmasındansa bol sütlü olması her zaman daha iyidir. Hatta kuru olursa üzerine şekerli kaynar süt ilave edebilirsiniz.
Güllaç paketinin üzerinde kaç kilo süt kullanacağınız genelde yazar çünkü her paketin gramajı farklıdır. Paketin içeriğine göre yukarıdaki ölçüleri baz alabilirsiniz. Tadını da damak zevkinize göre şeker miktarını artırıp, azaltarak ayarlayabilirsiniz.
Güllacı yapacağınız servis tepsisi güllaç yapraklarının kırmadan sığdırabileceğiniz şekilde güllaç yaprakları ile aynı çapta bir tepsi olabilir. Ben o büyüklükte bir kap bulamadığım için daha küçük çapta yuvaklak ve 4-5 cm. derinliğinde bir servis tepsisi kullanıyorum.

2 yorum:

Ayşe Gül dedi ki...

Aslıcan, o nasıl güzel bir bonfiledir yahuu? evinde tost ekmeği,kaşar ve donmuş köfte dışında hiç bir şey bulunmayan benim zavallı öğrenci bünyemi derinden yaraladı bu blog, bu iftar yemeği de öldürücü darbe oldu..(azcık duygu sömürüsü yapiim ki belki pasta, börek, çörek neyim yapıp ofise getirirsin :)) gece gece ağzımın sularını akıttın, bir de yazılarınla çok güldürdün :)
hepsi çooooook leziz duruyor..
eline, diline sağlık...

androidine dedi ki...

Ispanak soslu bonfile ve sebzeli püre harika bir kombinasyon.. Inanilmaz lezzetli oldu. Blogunu cok seviyorum ve yeni tariflerini bekliyorum.. Senin tariflerinde degisik bir seyler var. Anlatilmaz, yasanir doya doya ;)