9 Kasım 2011

BAYRAM TATLISI

Bayram tatili haftasonu ile birleşince ve benim paralar birkaç hafta önceki uzak diyarlara yaptığım seyahatte suyunu çekince bayram tatilinde evde aylardır salladığım işlerimi tamamlamak ve kaçınılmaz şekilde yemek ile ilgili aktiviteler yapmak farz oldu. Akrabalar ile kaynaşıldı, karışmış dolaplar düzenlendi, mailbox temizlendi, birgün okuruz diye bir kenara yığılmış mailler okundu, bir adet kitap bitirildi, bolca dvd izlendi, yemek yendi, yemek yapıldı, dergilerden tarifler ayıklandı ve yeni planlar yapıldı..vb. diye uzayıp gidiyor liste.

Bu blogu okuyanları ilgilendiren kısmı “yemek” olduğu için direk oradan başlıyorum.
Farkettim ki uzun süredir evde geçirmiyormuşum bayramları. Birlikte yediğimiz bayram kahvaltısı ve kalabalık bayram yemeği pek bi güzel geldi bu defa. Anneannemin nefis yemekleri sonrası, annemin zeytinyağlı dolması ve böreği eşliğinde içilen çayın tadı damağımda kaldı.

İmece usulü herkesin bir kap bir şey getirdiği bu bayram seramonisine katkı yapma ihtiyacı beni yine Hummingbird kitabıma yönlendirdi. Başlangıçta niyetim tatlı yapmak değildi. Ne de olsa bayramlarda her insan evladı “aaa! ölümü gör ye, bugün bayram”, “bi tadına bak, darılırım walla!”, “bi lokma ye ama… bayram bugün” gibi tezahüratlarla tavana vuran kan şekerini, “şekerim az önce Emineler de tatlı ikram etti”, “yok almıycam, çikolata yemekten içim yandı”, “ben almıym, bugün çok yedim” gibi telkinlerle aşağıya indirmeye çalışır. Ama gelin görün ki elinde bir tencere kalem gibi sarılmış ılık zeytinyağlı dolması ile bekleyen annem ile nasıl yarışayım ben? Bu durumda direk onun kulvarından çıkarak modern tatlılar liginden gruba dahil oldum.
Bu defaki cheesecake’im için pişmeyenlerden bir tarif seçtim. Yanına bir de tropikal malzemeli keki ekledim. Bu kitaptaki hangi tarifi yapsam muhteşem sonuç alıyorum. Bu iki tarifi de hiç tereddütsüz denedim ki sonuç gayet güzel oldu. 

Yeni trendler arasında sayılıyormuş eskileri özlemek, retro tarz, nostalji takılmak, sms atmak yerine buluşmak, vefalı davranışlar sergilemek... Güya insanoğlunun sürekli online olmaya karşı bir tavrı, bir tepkisi bu offline başkaldırı. Her trendi ve hesapta modayı takip edip, birbirinin kopyası halinde dolaşan tipler bu trende de uyma çabası göstererek, iki sohbeti, üç beş ziyareti çok görmezler umarım. Herkese mutlu bayramlar efenim. Ağzınızın tadı bozulmasın.

MUZLU CHEESECAKE (PİŞİRMEDEN)



 Ne lazım?
200 gr. soyulmuş ve ezilip püre yapılmış muz (2 orta boy)
70 ml. portakal suyu
300 gr. krem peynir
110 gr. toz şeker
3 yumurta sarısı
250 ml. krema ( 1 paket 200ml. e denk geliyor, bir paket kullansanız da oluyor)
6 yaprak jelatin

(Yaprak jelatini aktarlarda ya da hipermarketlerin bazılarında bulabilirsiniz. Hiç uğraşmam, arayamam derseniz Macro Market’in baharat reyonunda Ayfer Kaur markalı yenilebilir toz jelatin var. 2-3 çorba kaşığı yeterli olur. Onu da bulamadınız? O zaman Dr.Oetker’in farklı aromalardaki Toz Jöle’sini alın, mesela bu pasta için muzlu olanını kullanabilirsiniz, üzerindeki tarife göre uygun gramaj ile onu kullanın. Zaten hepsinde yapmanız gereken sıcak su ile eiritip kullanmak.)

Tabanı için;
200 gr. Eti Burçak Bisküvi (1,5 paket)
100 gr. tereyağ (erimiş)

Arife tarif
Önce tabanını yapmak için bisküvileri toz haline getirip (yöntemi size bırakıyorum ama rondoda çekmek en temizi) erimiş tereyağı ile karıştırın ve kelepçeli kabın dibine eşit şekilde yayarak tabanınızı oluşturun. Buzdolabına koyun.

Yaprak jelatini ılık suda bekletin. Kullanacağınız zaman suyunu sıkacaksınız. (Eğer toz jelatin ile ilerliyorsanız onu da ılık suda bekletebilirsiniz. Jelatin miktarını biraz bol, suyu az tutun çünkü cheesecake’i dağılmadan bir arada tutacak olan kıvamı jelatin ile vereceğiz. Az koyarsanız kekiniz katılaşmaz.)

Ezilmiş muz ve portakal suyunu bir tencereye koyup, ocağın üzerinde orta ateşte biraz pişirin. İyice yumuşasın yeterli, kaynamaya başlayınca ateşten alın. Ilınması için bekleyin.
Krem peynir, şeker ve yumurta sarılarını mikser ile çırpın.
Ayrı bir kapta çiğ kremanızı sertleşinceye kadar çırpın. Krempeynirli karışıma ilave edin.
Yaprak jelatinleri sudan çıkarıp, elinizle suyunu sıkarak ılınmış olan (dikkat sıcak olmasın, jelatinin yapısını bozabilir) tencerenin içine katın ve karıştırarak iyice erimesini sağlayın. Eğer toz jelatin kullanmışsanız suyu ile birlikte katmanız gerekecek karışıma. O nedenle toz jelatini çok fazla miktarda suda eritmeyin, koyu olsun.

Krem peynirli karışımdan biraz alıp tenceredeki muzlu karışıma ekleyin, sonra biraz daha ve biraz daha. Buradaki amaç biri soğuk biri ılık olan iki karışımı birbirine katarken ısı geçişini olabildiğince yavaş yapmak. Ne de olsa muzlu karışım yumurtalı ve ısı ile pişmesini istemeyiz.
Sonra iki karışımı da tamamen birbirine yedirin.



Karışımı bisküvili tabana dökerek buzdolabında en az 2 saat, mümkünse 1 gün bekletin. Muz ile süsleyip servis yapın. Süslemeyi servis sırasında yapın ki muzlar kararmasın. Ya da üzerine dizerken muz dilimlerini limon suyuna ya da toz jelatin katılmış suya batırın, böylece kararmalarını engellemiş olursunuz.

Muzlu ay pardon mutlu bayramlar :-p

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Cok güzel nefis bir tarif denememlazim.Ellerinize saglik .