Meğer
İstanbul’da trafik sorunu yokmuş. Siz Suadiye’deyken “Karaköy’deyim, sen de gelsene”
diyen arkadaşınızın yanına 20 dakikada varmak imkansız değilmiş; hem de 17:00
sularında.
Meğer
İstanbul’da herkesin sakince, şerit değiştirmeden araba kullanması mümkünmüş.
Meğer
İstanbul’da park sorunu da yokmuş.
Meğer
İstanbul’da istediğiniz restoranda yer bulup, istediğiniz yere oturmak diye bir
şey oluyormuş. Üstelik yemeğinizin 5 dakikada gelmesi, kafayı her kaldırdığınızda
garsonun gülümseyerek size bakması hayal değilmiş.
Meğer
İstanbul’da kasa kuyruğu beklemeden alışveriş diye bir şey varmış, herkes ne
tatlı, ne anlayışlıymış.
Meğer
İstanbul’da bir caddede size doğru akan insan seli ve size eşlik eden bebek
arabası korteji olmadan da yürünüyormuş.
Meğer
şairin dediği gibi İstanbul’u dinleyebilirmişiz, gözlerimiz kapalı.
Bayram tatilini İstanbul’da geçiren bendenizin tespitleri böyle. Sanmayın
züğürt tesellisi. Zannetmeyin ki kıskandığımdan. Güzel yerlere
gittiniz, şahane gezdiniz, çok eğlendiniz. Bilakis ayak parmaklarınızın
arasına yerleştirerek çektiğiniz masmavi deniz fotoğraflarınızı, hamaktaki ve şezlongdaki özçekimlerinizi, gün batımı resimlerinizi çok beğendim. Bu sessizlik uzun sürseydi İstanbul'un hayalet şehir taklidinden sıkılırdım yüksek ihtimal ama kapasiteyi zorladığımız bir gerçek. Fazla geliyoruz şehre, taşıyoruz, dökülüyoruz ama yine de kalabalığı ile seviyoruz İstanbul’u.
Elinizde
bir paket un, bir de kavanoz var farzedin. Göz kararı bakıp “alır alır bu kavanoz bu unu”
dersiniz. Sonra sığmayınca biraz sallar, elinizle bastırıp sıkıştırarak doldurmaya devam edersiniz. İyice tepeleme dolar, sıkışır,
kapağı kapanmaz. Dökülür sağdan soldan. Ne
zaman kek yapmak için 3-4 bardak un kullanır biri kavanozdan, o zaman normale döner. İşte ya döküle saçıla,
sıkış tepiş tadını çıkaracağız ya da daha geniş bir kavanoz bulacağız kendimize.
İstanbul’un
sakinliğinin tadını çıkarırken bir yandan da lezzet denemeleri yaptım.
Hepsini bir anda paylaşmayacağım tabi. Ekmek üstü olanlarla başlıyorum.
Bruschetta
İtalyan mutfağının atıştırmalık lezzetlerinden biri. Sarımsak ve zeytinyağı
sürülen kızarmış küçük dilim ekmeklerin üzerine domates, peynir çeşitleri,
sebzeler, et, balık konarak yapılan bazen antipasti kimliği ile başlangıç veya
aperatif içki kankası bazen ise kahvaltınızın en havalısı olabilir.
"Bruschetta" sipariş verilirken brusketta olarak telaffuzu tavsiye
edilir. Bir de tartine dediğimiz açık sandviçler var ki onlar biraz daha sağlıklı
bir öğle menüsü yerine tüketilebilir. Tartine bölge olarak Belçika’ya
daha yakın. Aşağıdaki bruschetta tariflerim Arda Türkmen’den, kahvaltıda
şiddettle denemenizi önereceğim tartine tarifim ise Gordon Ramsay’ın
kitabından.
Armutlu ve Keçi Peynirli Tartinée
Ne
lazım?
Ekşi
maya ekmeği ( bulamazsanız köy ekmeği de olur)
1-2
adet armut
150
gr keçi peyniri (yumuşak olanlardan, Büş)
2
avuç ceviz
Zeytinyağı
Bal
( isteğe bağlı)
Ekşi maya ekmeklerinizi sandviçin bir dilimi olacak şekilde dikdörtgen şekilde bir porsiyon için öngördüğünüz ölçüde kesin. Zeytinyağı ile yağlayıp ya ızgaralı tavada ya da fırnda kızartın.
Armut
ve keçi peynirini aynı boyutta olacak şekilde incecik dilimleyin ( yarım ay
şeklinde)
Armutları
ve peynirleri ekmeklerin üzerine gelişigüzel dizin.
Üzerine
elinizle irice ufaladığınız cevizleri koyun ve değirmen karabiber serpin.
Servisten
önce 5 dakika kadar peynirlerin hafif erimesi için fırınlayn.
İsteğe
bağlı olarak bir kaç damla bal gezdirebilirsiniz ( özellikle kahvaltıda servis
edecekseniz )
Kabaklı Bruschetta
Ne lazım?
2-3 adet kabak
150 gr keçi peyniri (yumuşak olanlardan, Büş)
2 avuç çam fıstığı
1/3 demet dereotu ( veya nane)
1-2 diş sarımsak
Baget ekmek
Arife tarif:
Kabakları
bir bıçak ya da soyacak yardımıyla incecik şeritler halinde dilimleyin.
Izgaralı
bir tavada (tercihen döküm) zeytinyağı ile yağlayıp kabakları arkalı önlü
pişirin. Böylece siyah ızgara izleri çıkmış olacak.
Çamfıstıklarını
yağsız bir tavada kavurun (yakmayın)
Kabakları
bir kaba alın, üzerine keçi peynirini gelişigüzel elinizle küçük parçalara
ayırıp ekleyin.
Üzerine
çamfıstıklarını ve ince kıydığınız dereotunu (ya da naneyi) ekleyin.
Zeytinyağı,
tuz ve karabiber ekleyip kenara alın.
Baget
ekmeklerini hafif verev dilimleyip fırın tepsisine yayın ve 10 dakika kızarmaları
için fırınlayın.
Çıkarınca
üzerlerine bir diş sarımsağı kesip, sürün ve biraz zeytinyağı gezdirin.
Üzerine
hazırladığınız pesto sostan sürün ve tepeleme şekilde kabaklı harçtan koyun.
Tüm
ekmekleri aynı şekilde hazırlayın.
Pesto
sos:
1
demet fesleğen
50
gram parmesan peyniri,
2
avuç çam fıstığı
1/2
su bardağı zeytinyağı
1
tatlı kaşığı tuz
2
diş sarımsak
Çam
fıstıklarını yağsız tavada kahverengileşene kadar kavurun. Bir kenarda soğumaya
alın.
Sarımsak
ve fesleğen yapraklarını bir mutfak robotuna alın, çalıştırın.
Yavaş
yavaş zeytinyağını ekleyip çalıştırın. Parmesan peynirini ve kavrulmuş fıstıkları
ekleyip macun kıvamına gelene kadar çalıştırın.
Üff noktası:
Izgaralı
tavanız yoksa kabakları fırında arkalı önlü pişirebilirsiniz, izleri olmaz
sadece.
Çam
fıstıklarından ve pesto sostan biraz ayırıp üzerini süslemek için
kullanabilirsiniz.
Kuru Etli Bruschetta
Ne
lazım?
100
gr isli (kuru) et ( markette pastırmaların yanında)
15
adet kırık yeşil zeytin ( bulamazsanız normal zeytin)
4-5
adet yağda beketilmiş kuru domates
100
gr dil peyniri
3-4
dal taze kekik
1-2
diş Sarımsak
Zeytinyağı
Taneli
hardal
Arife Tarif:
Kuru
et, zeytinler ve kuru domatesi küçük parçalar halinde doğrayın.
Dil
peynirlerini küçük küpler halinde kesin.
Kekik
yapraklarını tüm bu malzeme ile biraz zeytinyağı eşliğinde harmanlayın.
Baget
ekmeklerini hafif verev dilimleyip fırın tepsisine yayın ve 10 dakika kadar fırınlayın.
Çıkınca
üzerlerine sarımsak sürün ve biraz zeytinyağı gezdirin.
Üzerine
taneli hardaldan sürün ve ekmeklerin üzerine hazırladığınız malzemeden koyun.
Üff
noktası:
Servis
öncesi 5 dakika fırınlayıp hafif peynirleri yumuşamış olarak servis
edebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder